İzleyiciler

20 Mart 2018 Salı

kedi kapısını kapatan velet

Kedilerin kumu kapalı balkonda, balkon kapısında da kedi kapısı takılı.
Başlıktan ne olduğu tahmin ediliyor sanırım.

Küçük kedilerden biri kızgınlığa girdi, kötü kötü bağırıyor. Sabahın köründe sesiyle uyandık. Kahvaltı hazırlıyoruz, bakıcı teyzemiz geldi, bir hışımla mutfağa girdi, bağırıyor:
-Kedi masaya işiyoor!!!
Koştum salona, bizimki pozisyonunu almış şıkır şıkır işiyor.

Arada bir yataklarımıza işeniyor, hangisi olduğunu bilmiyorum ama yavrulardan biri sanıyorum. Sanıyorum ki suçluyu yakaladım.
Kumun yanına gittim kirli mi acaba diye, balkon kapısını açınca yanıma geldiler, kum kirli değil, kapadım kapıyı, onlarınkini itekledim girsinler diye, aaa gitmiyor, niye? KİLİTLİ ÇÜNKÜ.

Allahım Allahım sen aklımı koru.

Sanki evin her yerinden çiş kokusu geliyor. Yün yorganıma da pamuklu yorganıma da işendiği için battaniye ile yatıyorduk, onu makinaya attım, prensin nevresimini değiştirdim. Yorganları kuru temizlemeye vereceğim,.Evi kırklamak lazım, işim de sıkışık, ayy yürüyüşe mi gitsem hepsini bırakıp??

12 Mart 2018 Pazartesi

Küstah deniz!

KÜÇÜK IRMAK
Bir kıyıda küçük ırmak
Coşkun coşkun çağlayarak
Bir denize akıyordu.
Kıyıları nihayetsiz,
Gösterişli, büyük deniz
Bu ırmağa bir gün sordu:
-Niçin? dedi küçük ırmak
Sabah akşam çağlayarak
Bana doğru koşuyorsun?
Muhtaç mıyım suyuna ben?
Bir eksiğim var mı senden?
Niye böyle coşuyorsun?
Cevap verdi küçük ırmak:
-Sözüm, dedi, dokunacak,
Kibirlenmek çünkü huyun.
Benden çok büyüksün gerçek,
Yoktur fakat içilecek,
Bir damlacık tatlı suyun.

Orhan Seyfi ORHON

İlkokul kitabımdaydı bu şiir. Çok sevmiştim ama sanmıştım ki gerçekten denizle ırmak konuşuyor.
Meğerse küçük yüreklere ayrı, büyüklere ayrı hitap ediyormuş.

Çalıştığım şirket aylardır iş göndermiyor. Masraflar aynen devam ama. Boş boş bekleyeceğime birilerinin yardıma ihtiyacı varmış, destek istediler, tamam dedim.
İşin sahibini tanırım, kimse sevmez, ama çok donanımlıdır, bilir. İşini bilir, yönetmeliği bilir, kuralları bilir, dini bilir, kitapları, önemli insanları, önemli yapıları... çok şeyi bilir, ama insanlığı bilmez.
Böyle olduğundan haberim vardı da, bana da aynı davranmasını beklemiyordum. Niyeyse :/

Başlanmış bir iş sonuçta, ortasından giriyorum. İstiyormuş ki, haşmetmahap hiç rahatsız edilmesin, ben ulvi güçlerimle her şeyi halledeyim.
Soru sorarsın, tersler. Hem de herkese açık grupta. İster ki rencide olsun. Bir daha soru sormasın.
Yardım istersin, aşağılar. Bir de "çok kolay" diye ekler. E bana kolay değil işte ki, senden istedim. Söylemesen bile "bilmiyorum" de, ne uzatıyorsun??
Maksat zehrini akıtmak.
Ben yeni mezun dünkü çocuk değilim ki, dediklerini kulak ardı edeyim.
Ortaya bir şeyler çıkartırsın, beğenmez. Dalga geçer.

Geçen cuma bir soru sordum, geçiştirdi, ayrıntı sordum, öyle bir ses kaydı göndermiş ki whatsapp'dan, akşama kadar ağladım bilgisayar başında.
En çok kendime kızdım sonra, denenen adam denenir mi tekrar tekrar? Neden ders almıyorum hiç? Yap geç git işte, ne biliyorsan! Kaşındım, kaşıdı herif.

Hâla istiyor mudur bilmem ama bir sonraki işi de beraber yapmayı düşünüyordu bir ara.
He canım he.

İnşallah başka bir yerlerde ekmek vardır da buna mecbur kalmam.
Yıldız Tilbe der ya hani
"Güzel elbiseleri giyip kuşanacağım, senin önünden geçip, seni çatlatacağım" diye,
Bir yarışmada, şunda bunda bir başarı kazansam da görse istiyorum. Nasip olsa keşke.

Ne üzdü adam beni ya.