Monoton bir hayatım var ya benim, renklensin azıcık diyorum, eşimin çalıştığı kişileri yemeğe çağırıyorum. Perşembe günü kesinleşiyor, cumartesi günü gelecekler.
Ayy, özlediğim heyecan sarıyor beni, günlerdir aklımda olan yapılacaklar listesini hayata geçirmeye başlıyorum. Bakıcı hanım sağ olsun, "cumartesi gelir, öğleye kadar ben de yardım ederim diyor, ohh cillop.
Alışveriş yapıyorum sanal marketten, (bu olayı başka bir yazıda anlatacağım, üçkağıtçılar :( ) kafamda işleri programlıyorum, güya geceleri eve çeki düzen vereceğim, gündüz de yemekleri bakıcı ile hazırlayacağız. Ah ah, bir hevesliyim ki, masa düzeni aklımda, tabak düzeni aklımda, menü hazır, daha 3 tam gün var, sahalara bir döneceğim, pir döneceğim.
Akşam oluyor, küçük prensi uyutup, ortalığı toplayacağım, çocukta bir keyifsizlik, herşeye ıh ıh ıh, yatmıyor, kalkmıyor, oynamıyor. Aaa, alnına bir bakıyorum ateşi var.
!!!
Aylardır ilk kez bu ağırlıkta misafir bekliyorum ve geleceğiz dedikleri günün akşamında bebeğim ateşleniyor. İptal etsem, ayıp. Ev toplamayı geçtim, uyku uyuyamıyorum, Ateşi çok yükselmiyor ama çok huzursuz ve yanından kalkınca uyanıp ağlıyor.
Ne pişman oluyorum, gündüz içimden geçen coşkuyla gece düşündüklerim taban tabana zıt. Sinirimden ağlayacağım.
Çok uzatmayayım, cuma ve cumartesi günü kucağımda hasta bebek, bakıcının da yardımıyla yemekleri hazırlayabiliyorum ama ev dandini, kuaför olayı iptal. Ortalıktaki eşyaları yatak odasına tıkarak açılmış bir salona, akşam yedi gibi misafirlerim geliyorlar. Herkes çok kibar ve şık.
Küçük prens, kendini sevmeye çalışan misafirlere yeri göğü inleterek ve sırtını dönerek teşekkür ediyor. Çorbayı kaselere koyarken de babasının kucağından bana atlamaya çalışıyor. Sağ olsunlar, servisi kendilerinin yapacaklarını, benim gidip bebeği uyutmamı söylüyorlar.
Kalabalıktan ayrılan velet sakinleşip tatlı tatlı sütünü emerken, içerden çatal bıçak sesleri, "ne zahmet etti" lafları geliyor, çorba bitiyor, yemek bitiyor, tatlıya geçiliyor, bizimki halen memeye yapışık. Dakikalar sonra gözler süzülüyor, usulca yanından ayrılıyorum. Masaya oturuyorum, sabah yediğim bir simitle bu saat olmuş, midem kazınıyor, birşeyler yemeye başlıyorum beş dakika sonra içerden ağlama sesi, sonrasında da masadan aaaaa sesleri duyuluyor.
Yeniden uyutma çalışmalarım sonuç vermiyor, alıp içeri götürüyorum. Bizimki kendine bakanı yakalarsa ağlamaya başlıyor, kucağımdan inmesi söz konusu bile değil. Birer ikişer masadan koltuklara geçiyorlar, ben, yaka iğnem ve anne misafirim masada kalıyoruz. Laf lafı açıyor ve ben misafirimin "Güçsüzler ve Kimsesizler Vakfı"nın genel başkanı olduğunu öğreniyorum. gözlerim ışıldıyor. Duyduğum ihtiyacı (bloğa da yazmıştım) ağzımdan köpükler saça saça anlatıyorum. Bebek büyüdüğünde beklediğini söylüyor, heyecanlanıyorum.
Davetin devamını anlatmaya çok gerek yok, nasıl olduğu tahmin edilebilir. Mutlu ayrıldılar, onları öyle görünce başım göğe erdi. Misafirler gidince bizimki sustu.
Gece yine ateşlendi, dün gece daha çok çıktı ateşi. Çok iştahsız, ishal ve ağzında pamukçuk benzeri beyaz yaralar var. bugün daha iyi çok şükür, döküntüler başlarsa 6. hastalık diyeceğim, inşallah geçer biter. Dört günde yüzü gözü küçüldü yavrumun. Bebeğin hastalığı annenin kabusu.
Bu arada, yorgunluğumu, keyifsizliğimi biraz olsun alıp beni kokusuyla mest eden çayı önermek, metheden arkadaşım sevgili Demir Anne'ye de teşekkür etmek istiyorum. Doğuş Mistik Chai, yüksek beklentimi karşıladı, çok beğendim.
Mmmmmh.
ah kıyamam kuzuya hastalanmış. çok geçmiş olsun canım. hastayken çok zor oluyor bebekler sürekli ağlarlar huysuzlanırlar normal tabi. Allahım tez iyileşsin şifa versin.
YanıtlaSilÇayı beğenmene sevindim en azından değişik rahatlıtıcı bir tat girsin hayatımıza ;)
sevgiler.
Ay, sağolasın demir anne. Huysuz, iştahsız. 6. hastalıkmış, döküntüler başladı, hırçınlık devam :(
SilEvet ya neden hep böyle yapıyorlar. Misafir daver edince özellikle bir şey oluyor sanki...;) geçmiş olsun allah şifa versin
YanıtlaSilBebek büyüyene kadar tövbeliyim :)
SilAmin. Teşekkür ederim.
Aa:(((hay Allah yaaaa:(((çok geçmiş olsun, inşallah şu anda iyileşmiştir, ya bir şeyi çok isteyince kendi kendimize nazar mı değdiriyoruz acaba neden dersen ben de ne zaman böyle herhangi bir şeyi (misafir olması şart değil, çok istediğim bir filme gitmek vs. her konuda)çok istesem, dört gözle beklesem bir aksilik çıkıyor. En iyisi bence denemekte fayda var hiçbir konuda çok heveslenmeyelim bir daha, valla bak aklında olsun sanki gayet sıradan bir davetmiş gibi düşünmeye çalış:))çünkü belki kendi kendimize nazar değdiriyoruzdur. Uzatacağım ama yıllar önceydi çok istediğim bir film televizyona gelecek (o zamanlar tv dergileri vardı, tüm haftanın programını okurdum) nasıl dört gözle o günü bekliyorum. Tam film saatine yakın elektrikler kesilmişti. Hiç unutmam. Ve izleyemedim. Daha sonra dikkat ettim ne zaman bir şeyi çok istesem, çok üstüne düşsem o şey olmuyor ve bir aksilik çıkıyor.
YanıtlaSilTekrar çok geçmiş olsun. Umarım şimdi iyileşmiştir. İyi haberlerini beklerim.
Aaaa, o tv dergilerini hatırlıyorum ben de. Ay tek kanal, tek eğlence. O gelecek denen filmler ne heyecan verirdi. Tüm aile toplanır, gelmesini beklerdik.
SilAh, ben çok özlüyorum o zamanları. Geçende 80ler dizisine denk geldim, çocukluğuma götürdü beni, bir tuhaf oldum. Kötü oldum.
Teşekkür ederim güzel dileklerin için. İyileşmedi henüz, çok bunaldı, bunalttı. İnşallah geçecek artık.
Geçmiş olsun oğluşa çok.. Ah ben de misafirlerimi bırakıp Bilgiç yıkamak zorunda kalırdım hep. Onu hatırladım şimdi. Ne zaman misafir gelse o karmaşada bi muzurluk bulurdu yapacak. Onlar yemek yerken ben Bilgiç'le banyoda, hahaha :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilAy gözümün önüne geldi Bilgiç'le sen. Hahhahaha :)) içerde misafir, siz banyoda, hem kızıyorsun, hem yıkıyorsun.
Aman hastalık olmasın da muzurluk olsun yaptıkları.
Salgın var yahu, bütün çocuklar, bebekler ateşli. Aynı haldeydik. İnşallah geçmiştir artık. :)
YanıtlaSilMisafir mevzusu apayrı bir durum, daha hiç cesaret edemediM ki büyüdü artık. :( Ama çocuklu eve misafir geliyorsan, yemeği servis etmeyi de, bebek bakmayı da göze alacaksın bence. :)
Geçti çok şükür bt, inşallah seninki de iyidir. Ufaldı, yanakları küçüldü ama geçti.
SilMisafirlerin hakkını yemeyeyim, serviste de, toplamada da yardım ettiler, bebek de bakarlardı ama bebek dokundurmadı kendine. :D