İzleyiciler

15 Kasım 2015 Pazar

yeni bir günlüğe daha başlarken...

Kendimi bildim bileli günlük tuttum ben. İçimde hep okunması kaygısıyla. Okundu da zaten, yazılı olanlar illaki birilerinin eline geçti, elektronik olanlar tehlikeli boyuta gelince korkudan silindi. Bu seferki bilmem kaçıncı. Heveslendim yine, hayatı kaçırmamak adına, yararlanabileceğim şeyleri bulabilmek umuduyla, bir de yazma ihtiyacımı köreltmek için başladım yine. Çok iddialı değilim, zira geçmişimde bir sürü ölü blog taşıyorum. Ama keşke güzele ulaşabileceğim, iyiyi ulaştırabileceğim faydalı birşeyler yapabilecek olsam.
En büyük isteğim, evimin ne kadar kirli olduğunu, yemeğimin olmadığını ve aylar boyunca yazamadığım için üzgün olduğumu yazmamam. Acı haberler verdirmesin yüce Rabb'im, onu kastetmiyorum tabi. Benim dileğim kendimi tekrar etmemek.
Zaman hızla geçiyor, ömrümün her döneminde bunun ayırdında oldum ancak son zamanlarda farkettiğim, yaşlanıyor olmam. Kaydetmesem iyi- kötü herşey unutulacak.
Bakalım bu iş profesyonelliğe dönecek mi yoksa geçici bir heves olarak kalacak mı?
Bilmemkaçıncı güncenin ilk yazısı.
Ben Eylül'den beri 37 yaşındayım. İki güzel yürek bana "anne" dedikçe onları verene şükrediyorum. Bazen sabırlı, bazen çekilmez, bazen suratsız ama şartları gözetildiğinde iyi bir eşim.
Üniversiteli olduğumdan beri koşturarak geçti hayatım. Okurken çalıştım. Çalışırken yüksek lisans yaptım. O koşturmada evlendim, yüksek lisans bitince onun boşluğuna "ek iş" koydum. İlk bebek gelince ek işi bıraktım, işe devam ettim ama o ana kadarki ömrümün en zor dönemine girdim. İşler yoluna girmeye, kendime vakit ayırmaya başladığımda, şeytan azapta gerek, ikinci bebeğimi doğurdum. Sadece hastalıkla kesintiye uğrayan iş hayatım, 14 sene sonunda 6 aydır dondurulmuş durumda. Nefret ettim ev hanımlığından, yeniden sahalara dönme isteğindeyim ama çare bulamadım şu zamana kadar. Uğraşıyorum, bakalım bulabilecek miyim?
Yağmur severim, kuzine severim, kitap severim, dost severim, yer yatağı, yer minderi, yer sofrası... yer'e ait pek çok şeyi severim.
Severim de kavuşamam.

14 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Hoşbulduk. Sevindim sizi gördüğüme. :)

      Sil
  2. hoşgeldin işe dönünce buraları bırakma ama :) eninde sonunda iş hayatına döneceğini düşünüyorum aslında. o yüzden bu kısa günlerin tadını çıkar. ev hanımlığı gibi düşünme bence. geçici bi süreç gibi düşün :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbulduk...
      Birileri peşimi toplasa, yemeğimi yapsa ben sadece çocuklarımla ilgilensem... ohhh, hayali bile güzel ev hanımlığının. Fakat maalesef bir yığının içinde yaşıyoruz biz, anne kaleminden. Herşey halının üstünde, salon kreş salonu gibi. Ütülenecekler birikmiş, kirliler birikmiş. Yemekler çoğu kez aynı ve basit şeyler. Ben yapıp da nefret etmedim ev işlerinden, bilakis yapamadım, kalkamadım altından. Yoksa ben de hevesle bekliyordum bu dönemleri, güya ilk aylar zor olurdu da, sonrasında çekip çevirecektim evimi. Ev çevirdi beni, döndürdü döndürdü duvara vurdu. :))))))

      Sil
  3. hoş geldiniz :)
    yazmanın insanı iyileştiren bir yönü olduğunu düşünürüm hep, nice güzel paylaşımlarımız olur inşallah..
    yer'yüzünün güleçliği hep dokunsun anlarınıza.. sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hosbulduk. Guzel dilekleriniz icin tesekkurler. Yorum aldikca cocuk gibi seviniyor insan.
      Yazmak bir yana, yeni kalemler kesfedip okumak iyilestiriyor bu aralar beni. Keske daha once uyansaymisim. Dunya kosturmasi guzel seyleri oteletiyor insana.
      Yazacak, okuyacak cok sey var. :)

      Sil
  4. Benim de olu bloglarim var.
    O yuzden ne is yaptigimi, nerede yasadigimi anlatmadan devam!
    Tekrar hosgelis!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbuluş :)))
      Ben en başta tüyoları verdim bile.
      İnşallah bu da ölmez. Heveslendim bir sürü.

      Sil