İzleyiciler

3 Kasım 2016 Perşembe

Bu sabah...

...gözümü bi açıyorum, saat 07:09. Büyük prensin servisi 20 geçe geliyor.
Küçük prens bir yandan uyuyor, bir yandan kahvesini içiyor, bir-iki çekiştiriyorum, pat uyanıyor. Alıyorum kucağıma, gözlüğümü arıyorum, yok. Koşuyorum büyüğün odasına. Koridorda kediye yakalanıyorum.
Hiç mi uyumaz bu hayvan?? Oyun istiyor, şu hengamede üstüne basacağım haberi yok.
Odaya ulaşıyorum, kucağımda bebek, ayağımda kedi, dürtüyorum kuzumu "haydi geç kalmışız, çabuk giyinelim" diye. Allah'tan çabuk uyanıyor. Yüz göz yıkamadan giydirmeye başlıyorum.
Bugün beden eğitimi dersi var, eşofmanla gidecekler, bereket eşofmanı çabuk buluyorum. O sırada tişörtünü giyiyor, 5 numara miyop gözlerim kırmızı tişörtün üstünde beyaz kocca bi leke seçebiliyor, yaklaşıp bakıyorum, geçen giyişinde ayran dökmüş. Değiştirmeye vakit var mı? Elbette yok. Eşofman üstünün fermuarını lekeyi kapatana kadar çekip, üstünü çıkarmaması için tembihliyorum.
Güler misin, ağlar mısın?
Koşa koşa merdivenleri iniyor.
Ben pencereye gidiyorum, kucağımda bebek, ayağımda kedi... Yolun kenarında beyaz bir siluet var, servis gelmiş, bekliyor. Şükür, yetiştik.
Saat 4e gelirken yatmışım, gözlerimden uyku akıyor. Küçüğümün gözlerine bakıyorum, faltaşı gibi.
Allah'ım yardım et.
Sallaya, hoplata, emzire saat sekiz gibi uyutabiliyorum yeniden. Uyku kardeşim, ver elini.
....
Küçük prens 11.15'te cızırdayana kadar uyuyoruz beraber. Telefonun ışığı yanıp sönüyor, işyerinden iki kere aranmışım. Geri arıyorum, detay çizimlerini soruyorlar. Haftasonuna teslim edeceğimi söylüyorum, telefondaki ses düşüyor.
Kahvaltı yapıp, bebeği bakıcıya verip, bilgisayarın karşısına geçiyorum. İnternetten "Gündem Ötesi" bölümlerinden birini beğeniyorum kendime. Takıyorum kulaklıkları, bugün merdivenlerle, kapı detaylarını bitirmem gerek.
Saat birdenbire 17 oluveriyor. Cırt cırt cırt, telefon çalıyor. Okuldan arıyorlar, "bismillah" deyip açıyorum, "alo" diyorum, ses yok. Kapatıp ben arıyorum, sekreterlik açıyor, "çıkış saati, ortalık çok kalabalık, herkes dışarda, şu an kimin aradığını bulamam" diyor, o sırada telefon dıtdıtlıyor, yeniden aranıyorum. Açıyorum, yine ses yok.
Allah'ım, Yarabbim, kesin birşey oldu, ulaşmaya çalışıyorlar, yeniden çalıyor, açıyorum, ses yok!! Sınıf öğretmenlerini arıyorum, cevap yok. Mesaj gönderiyorum, yok.
Aklıma servis şoförünü aramak geliyor, arıyorum, "orda mı?" diyorum, orda çıkıyor. Ona uzatılıyor telefon, "Kim arıyor?"diye sorduğunu duyuyorum, ohhh içime su serpiliyor.
-Anne, ben iyiyim, diyor.
Demek birşey olmuş.
-Ne oldu oğlum?
-Kavga ettik.
-Neden?
-Arkadaşlarımın hepsi birden Bulut'a saldırdı, ben de onu korudum. Üçü beni dövdü, diğer üçü de Bulut'u dövdü.
-!!!
Sonraki konuşmalardan, hemşirenin boğazına Batticon sürdüğü kalmış bir tek aklımda.

Oğlumla konuşurken iki kere daha arıyor arayan. Şoförün telefonunu kapatıp, sekreterliği arıyorum. Ama ortalığın kalabalık olduğu mavalını okuyan sekretere bu kez kibarca konuşamıyorum, o sırada tekrar dıtdıtlıyor telefon, bunu söyleyince anlıyor kız kimin aradığını, müdür yardımcısı arıyormuş.
Bağlıyor. Konuşuyoruz nihayet. Hava, civa.
Gelecek servisi, çalacak kapıyı endişeyle bekliyorum.

Boğazında cırmığıyla geliyor benimki, yanağına da darbe almış ama ondan hiç bahsetmiyor.
Saçma sapan bir oyun var ya, "Altta kalanın canı çıksın." Arkadaşının üstüne atlamış hepsi. Bu da arkadaşını kurtarmış. (!)
....
Allah'ım sen koru evlatlarımı, iyilerle karşılaştır kurban olduğum.


9 yorum:

  1. Çocuklarımız Allah'a emanet. Vahşi bir ortam onların ortamı. Sarsıp haddini bildirmek istediğim ne çok çocuk oluyor.

    Bir keresinde ben de uyuyakalmışım, bizimkiler uyanmış,oğlum niye beni uyandırmadınız o zaman dedim,annem kaldırmadığına göre gitmemize gerek yok demişler. Allahım, öldürecek bu maymunlar beni :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahhaha, işlerine gelmiştir gitmemek :D

      Sarsması gerekenler yapsa, bize gerek kalmayacak ama...

      Sil
  2. İlahi Kubad, hikayeyi sonuna kadar gülerek okudum helede o ayran meselesine =). Ama sonunu endişe ile, son söz şöyle bir içimi burdu =(. Allah'ım korusun hepimizin evlatlarını. Sevgiyle sağlıcakla kal 😊.

    YanıtlaSil
  3. Çocuklar sabahtan akşama kadar dışarıdalar. Allah hepsini iyilerle karşılaştırsın. Uykusuz geceler çok zor bilirim, kolaylıklar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin, insallah. Benim oglum sabah 7.20 de cikiyor aksam 6da geliyor. Allah'a emanet hepsi.
      Buyuyor, bu gunler gececek, hatirlamayacagim bile diyorum ama oldukca zorlandim. Sonrasi guzel olur insallah.

      Sil
  4. De kubad bu anlatım şeklini çok beğendim. Çok hoş olmuş. :)

    Allah'ım okula göndermek şimdiden zor geliyor bana da. :( Kardeşimin parmağı okulun dış kapısına sıkışmıştı. Hani o demir ağır kapıya. Ve de bilinçli bir şekilde kardeşimin elinin üstüne tüm hızıyla ittirmiş çocuğun biri. Kopmadığına şükretmiştik. :( Ay kabus gibi geldi üzerime üzerime. Bildiğim bütün duaları okurum ben artık. :)

    Kuzu ama arkadaşını kurtarmış ya kıyamam. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay di mi Demir Anne yaa. Ben abartmıyorum di mi, sürekli savaşıyorum, koş babam koş. MFÖ nün "Mecburen" diye bir şarkısı vardı ya, benimki o hesap. :( Sürekli mücadele. Bir arkama yaslanıp izleyemedim birşeyleri.
      Deva gibi geldi yazın. <3
      Gel gel beklerim, bi hunim eksik. Güldürürüz seni.

      Sil
    2. Yaa kurtarmış, dayağı paylaşmışlar... :p

      Kardeşinin hikayesi kanımı dondurdu, iyi ki kopmamış, kırılmamış gerçekten. Melekler korumuş.

      Kabus gibi gelmesin ama bal çiçek gibi de düşünme. Biz hanımefendiler beyefendiler yetiştirmeye çalışalım, başkaları hakkını arasın diye canavar da büyütüyor maalesef. Yanyana geldiklerinde "ne oldum?" diyor çocuklar.
      Bir de erkek çocukları kadar şiddet olayları yaşamıyor kızlar. Amaaaan, hepsi Allah'a emanet BT, hele bir başlayın bakalım belki de tüm korkuların yersiz olacak. Prenses misler gibi uyum sağlayacak...

      Sil